Getting your Trinity Audio player ready...

Ülkemizde maalesef kadına, çocuğa ve hayvanlara yönelik şiddet dur durak bilmeden devam ediyor. Bir aralar haberlerden neredeyse hiçbir gün eksik olmayan bu durum, gittikçe can sıkar hâl aldı. Peki neler yapılabilir gelin biraz bakalım.

Kadına Şiddet

Şiddetin sebepleri nelerdir?

Daha önce Türkiye’de yapılmış en iyi dizilerden biri olan Kırmızı Oda dizisinde şiddete nasıl dikkat çekildiği üzerine konuşmuştuk. Burada da belirtildiği üzere, şiddet çocuklukta öğrenilen bir durumdur.

Çocuklukta, ailesi kendisine şiddet uygulayan çocuk, ileride kendisi de eşine veya çocuğuna uygulama durumuna girebilir. Elbette kesin olarak böyle bir şey olacak diye bir durum yok ama diğer insanlara nazaran bunu yapma potansiyeli daha yüksek olduğu aşikar.

Elbette bir insanın bir canlıya; cinsiyet, yaş ve canlı türü fark etmeksizin şiddet uygulaması asla kabul edilemez. Peki bir insanın neden bunu yapacağını liste hâlinde yazalım.

  1. Biyolojik Faktörler: Yapılan araştırmalar şiddet eğiliminin ve bu doğrultuda meydana gelen saldırgan davranışların genel olarak limbik sistem, frontal lob ve temporal lob ile ilişkili olduğunu gösterir. 
  2. Psikososyal Faktörler:
    1. Gelişimsel Faktörler: Ailesinde çocuklukta bu duruma maruz kalan çocukların ileride kendisinin şiddet uygulama oranı daha yüksektir.
    2. Çevresel Faktörler: Kalabalık yaşam ortamlarının kişinin şiddet eğilimi artırdığı gözlenmiştir.
  3. Sosyoekonomik Faktörler:
    1. Irk ve ekonomik eşitsizlik gibi faktörlerden bağımsız olarak ağır yoksulluk durumunun ve evlilik hayatında yaşanan sorunların da bu durum ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur. 
    2. Aile yapısında bozulmaya neden olan sosyoekonomik faktörler de bu ailelerde yetişen çocukların saldırgan davranışlarında artışa neden olur. 
  4. Psikiyatrik Faktörler:
    1. Bipolar bozukluk, şizofreni ve paranoid bozukluklar saldırgan davranışlarda artışa neden olabilir. Bu psikiyatrik rahatsızlığa sahip olan kişilerde hem çevreye hem kendilerine yönelik zarar verme eğilimi gözlenir. 
    2. Psikotik olmayan bozukluklardan ise travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerde; borderline, paranoid ve antisosyal kişilik bozukluklarında şiddet eğiliminde artış meydana gelir ve bu kişilerde saldırgan içerikli davranışlarla son derece sık karşılaşılır. 

Kaynak

Şiddetin türleri

Biz her ne kadar fiziksel olarak bilsek de şiddetin en büyük şekli belki de psikolojik olanıdır. Çünkü bu, en zor tedavi edilenlerinden biri olabilir. Ayrıca cinsel, ekonomik, sözlü, dijital, psikolojik şiddet türleri arasında yer alır. Konuyla ilgili detaylı bir yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Toplumda belki de psikolojik şiddete maruz kalmayan insan yoktur. Elbette biz insanlar arasındaki duruma baktığımız için aile içindeki psikolojik şiddet, çocuğa fiziksel darbe uygulamadan, sürekli bağırmak, aşağılamak, hayal kırıklığı yaşatmak, ilgilenmemek olarak sayılabilir.

Ayrıca bireylerin çoğu, okulda da psikolojik olarak bu duruma maruz kalır. Akran baskısı, zorbalık, sürekli ses ve gürültüye maruz kalmak da yaşıtların kişilere uyguladığı bir şiddet türüdür.

Fiziksel ve Sözel Şiddet

Şiddetin çözüm yolları

Bunu çözmek, fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik şiddet uygulayan kişilere ceza vermek değildir. Elbette bu en son yöntem olarak kullanılabilir ama şu unutulmamalıdır: Hiç kimse annesinin karnından insanlara veya canlılara zarar vermek için doğmuyor. Belki genetik olarak bir nebze içinde potansiyel taşıyor olabilir ama insanı bu duruma getiren birincil faktör çevresel etmenlerdir. Bu noktada yapmamız gerekenler şunlardır;

  1. Şiddet uygulayan ve özellikle de bundan dolayı ceza almış kişilerde psikolojik testler uygulamak,
  2. Çıkan sonuç üzerine Türkiye genelinde şiddet uygulama potansiyeli taşıyan kişileri tespit etmek,
  3. Şiddete maruz kalan kişileri daha kolay tespit edebilmek için hukuksal değişiklikler yapmak,
  4. Okullarda çocukların birbirlerine gerek sözlü gerek psikolojik gerekse de fiziksel şiddet uygulamasının önüne geçmek, bilinçlendirmek,
  5. Her ailenin çocuk sahibi olmadan önce psikolojik bir teste tabii tutulmalı,
  6. Türkiye genelinde bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Bu yönde devlet ek çalışan alarak ülke genelinde insanlar üzerinde gerek konferans ile gerek diziler ile gerekse de evlere giderek bilgilendirme yapmalı. Bu yönde pek çok psikolog ihtiyacı olacaktır.
  7. Şiddete yönlendirici veya özendirici içeriklere yönelik savaş açılmalıdır,
  8. Daha iyi refah şartları olan bir ülke olmak,
  9. Özellikle gençlerin yalnız kalmalarına engel olmak,
  10. Özellikle kadına yönelik şiddete karşı kadınların da fikirlerinin alınması,
  11. İnsanların hukuka güveninin sağlanması,
  12. Toplumda sevgi ve barışı temin etmek,
  13. Sağlık Bakanlığı’nın ücretsiz online ve yüz yüze psikolojik hizmet sağlaması ve bunu düzgün kardrolar ile yapması.

Şiddet, bütün türleri ile toplumumuz için kanayan bir yaradır. Bunu çözmek için gerekenler bellidir ve az buçuk herkes aynı önerileri sunacaktır. Ama önemli olan harekete geçmektir. Çünkü bazen sadece bilmek yetmez. Harekete geçip uygulamak gerekir.

Sadece bu konuda değil, genel olarak her konuda sorunu çözmek bir yana önce sorunun devam etmemesi ve artmaması için çaba göstermek gerekir. Pantolondaki söküğü dikerken but yandan yeni yerlerin de sökülüyor olmasına bir çare bulmak gerekir.

Ayrıca şunu düşünün: Ben hayvana, çocuğa, kadına, akranlarıma sözlü, fiziksel, psikolojik, cinsel… hiçbir türde şiddet uygulamıyorum. Peki bana bunu sağlayan şey nedir? Vicdanım mı? Cazalar mı? Ailemin yetiştirme şekli mi? Pek çoğu olabilir. O zaman şiddet uygulayan kişilerde bizde olmayan o eksiği kapatmak gerek.

Bu konuda söylenebilecek gerçekten çok şey var ve çoğu konuda olduğu gibi ne sadece toplumsal ne sadece bireysel ne de sadece devlet politikaları ile çözülebilir bir konu değil. Aynı anda toplumun bütün paydaşlarının ortak hareketi ile çözebiliriz bunu sadece.

Kategori:

Psikoloji,

Son Güncelleme: 6 Şubat 2021