Günümüzde pek çok insanın mustarip olmaya başladığı depersonalizasyon ve onun kardeşi olan derealizasyon nedir ve nasıl düzeltilebilir, neden oluşur, gelin biraz bakmaya çalışalım.

Baştan söylemem gerekir ki bunların tamamı benim yaşadığım durumlardan ve tecrübelerden oluşmaktadır.

Depersonalizasyon ve Derealizasyon nedir ve neden oluşur?

Öncelikle bu durumu basitçe açıklayalım: Depersonalizasyon, kişinin kendisinden kopuk hissetmesi olarak tanımlanır. Derealizasyon ise,  kişinin çevresinden kopması olarak tanımlanır. Bu durumların yaşanmasındaki en büyük etkenler; yaşanan sorunlar, stres, gelecek kaygıları, çok üzücü bir süreç yaşıyor olmak, huzursuz bir ortamda yaşıyor olmak ve geçmişte yaşanan travmatik olaylar olarak sayılabilir.

Böyle bir durumda sürekli sorunları düşünen beyin, kendini korumaya alarak ruhun gerisine geçiyor. Daha da duygusallaşan, korkmaya ve endişelenmeye başlayan insan DPDR (depersonalizasyon ve derealizasyon) durumunu daha da fazla yaşamaya başlıyor.

DPDR yaşayan biri bulunduğu ortama, karşısındaki kişilere, kendine ve yaşama karşı bir perdeden bakıyor, sanki izleyiciymiş gibi hissediyordur. Bu durumu yaşayan kişi, özellikle de ilk defa yaşıyorsa endişe ederek, çok kötü bir durum olduğundan kaygılanarak bu hissin daha da şiddetli hâle gelmesine neden olabiliyor.

Elbette yaşanan bir sorunu, psikolojik durumu veya bir hastalığı kabullenmek önemlidir. Ancak her kişinin böyle bir duruma nasıl tepki vereceği bilinmez. O nedenle hayatınızda bir meşguliyet olması ve sadece DPDR durumunu yaşadığınızı düşünüp buna takılı kalmanız her şeyi daha da kötü yapacaktır.

Bu durumun yaşanmasındaki bir diğer etmen ise sanal dünyada çok fazla vakit geçirmektir. Bu şekilde oluşan nörolojik sorunlar beyne hasar verdiği için depersonalizasyon/derealizasyon hissi artmaktadır. Özellikle çok fazla video izlemek veya oyun oynamak insanı sanal bir dünyaya hapseder. Gerçeklikten belli bir süre kopan kişi cihazı elinden bırakıp gerçek dünyaya baktığında neye uğradığını şaşırır.

Ayrıca gerçek hayattan değil, sanal arkadaşlar edinmek ve sanal arkadaşların daha fazla olması, en fazla onlarla vakit geçirmek de kendinizi sanal dünyaya hapsetmenize ve sadece beyninizin içinde yaşamanıza neden olacaktır. Bu da her şeyi daha da kötü yapacaktır.

Hissin yaşanmasındaki bir diğer etmen de çok fazla aynı ortamda vakit geçirmek ve aynı şeyleri yapmaktır. Otomatiğe bağlayan insan vücudu, bu şekilde bir tepki ortaya koyabilmektedir.

Bunun yanında sürekli gerçekten kopuk bir şekilde hayal kurmak, sürekli “keşke” demek, psikolojik mastürbasyon yapmak da insanın bu hissi yaşamasında faktör olacaktır.

Depersonalizasyon ve derealizasyon hissinden kurtulmak mümkün müdür?

Elbette her fiziksel veya psikolojik hastalıkta olduğu gibi bundan da kurtulmanın veya en aza indirmenin yolları vardır. Muhtemelen; travmalar yaşamak veya hatırlamak, okul, iş, ekonomik koşullar, ülkedeki siyasi tartışmalar, gelecek kaygısı, sevdiğiniz insanlardan uzak olmak, sürekli aynı insanları görmek gibi daha nice farklı koşuldan ve önceki başlık altında saydığım nedenlerden dolayı bunu yaşıyorsunuz. Ama bilin ki bunlar tamamen bitirilmese bile en azından en aza indirmek mümkün. Bunun için depersonalizasyon/derealizasyon hissini azaltma listesi aşağıda. Lütfen uygulayın.

DPDR nasıl geçer?

  • Mümkünse yakında oturan bir sevdiğiniz ile sadece telefonda konuşmayın. Olabildiğince farklı kişilerle boş olduğunuz zamanlarda buluşun. Size iyi gelen arkadaşlarınız olsun. Bunun için de insanlarla iyi geçinmeyi ve bulunduğunuz ortamlarda iyi arkadaşlarınız yoksa farklı ortamlara girip yeni arkadaşlar edinmeyi öğrenin.
  • Günde en az bir saat evden dışarı çıkın. En azından mahallenizde belirlediğiniz bir rotada gezin. İsterseniz bir arkadaşınız ile telefonda sohbet ederek de yapabilirsiniz.
  • Mutlaka telefondan, bilgisayardan, televizyondan uzak olduğunuz bir zaman aralığınız olsun olsun. Bu zaman aralığında size iyi gelen şeyler yapın. Mesela bir egzersiz programını uygulamak gibi.
  • Mümkün oldukça yaşadığınız sorunları kabullenmeye ve bunların üstesinden gelmeye çalışın. Ancak hayatınızı sadece bunların üstesinden gelmeye çalışmakla harcamayın. Kendinizi yeni bir hayata başlatarak, değişerek, ilerleterek bu sorunlardan sıyrılın.
  • Sizi rahatsız eden diyaloglardan ve çevrelerden uzak durun.
  • Gerçek hayattaki insanlarla tanışmaya çalışın.
  • Depersonalizasyon ve derealizasyonu hayatınızın merkezine koymayın. Mümkün olabildiğince bu durumu kabullendikten sonra uzak yaşamaya çalışın. Sürekli bundan bahsetmek veya bu his üzerine düşünmek sizin bir işinize yaramayacak. Bazen aklınıza gelebilir elbette, ancak dediği gibi, hayatınızın merkezi olmasın.
  • Çok fazla yüksek grafikli oyun oynamayın. Başka alışkanlıklarınız da olsun.
  • Çok fazla video izlemeyin.
  • Ekran başında iken sağlığınızı korumak için bu yazımı okuyun.
  • İlerleyen süreçlerde mutlaka ama mutlaka psikolojik veya psikiyatrik destek almalısınız. Ama unutmayın ki hiçbir ruhsal destek uzmanı size sihir yapamaz. Sadece öneri sunar. Yapılması gerekeni yapacak olan yine sizsiniz.
  • Konuşun! Sustukça ve içinize kapandıkça, kendinizle konuştukça bu his daha da artıracaktır. İşte bu nedenle konuşun. Sohbet grupları bulun. Mümkünse gerçek hayattan, canlı, kanlı, yüz yüze biriyle konuşun.
  • Hayatınıza yeni bir sayfa açın ve kendiniz için bir devrim yaratın.

Belki bu saydıklarım sizin için gerçekleştirilebilecek bir liste olmayabilir. Ama korkmayın. Ben bu listeyi kendi deneyimlerime göre yaptım arkadaşlar. Siz de depersonalizasyon ve derealizasyon yaşamanıza neden olan muhtemel sebeplere çözüm bulmak için bir liste yapın. Gerekirse, kendiniz alt edemiyorsanız bir psikoloğa gitmekten korkmayın.

Çok fazla sorgulamak depersonalizasyon hissini arttırır mı?

Bu sorunun cevabı yerine göre ve sorgulanan şeye göre “evet” olacaktır. Eğer yaşamı, kendinizi, içsel durumları çok fazla sorguluyorsanız depersonalizasyon ve derealizasyon hissi yaşama oranı artacaktır.

Sonuç ve bonus

Depersonalizasyon hissinin nöroloji ile bağlantılı olduğunu söyleyen bazı makalelere de ulaştım. İşte bunun için bir psikoloğa gidip bu duruma baktırmak iyi olacaktır. Ama bunu söylediğim için hemen endişelenmeyin. İlk önce kendimiz başa çıkmayı denemeliyiz.

Her ne olursa olsun psikolojik veya fiziksel pek çok hastalığın birinci tedavisi mutlu olmaktan geçer. Bu nedenle kendinizi mutlu eden şeylere yaklaşın. Bu karmaşık histen çıkmak yine sizin elinizde. Kendinizi depersonalizasyona mahkum etmeyin. Çünkü daha fazla endişe etmek başka sorunlara neden olabilir.

Not: Bu yazıyı tamamen kendi deneyimlerimle yazdım. Eğer daha akademik bir çalışma isterseniz tıklayın. Ama unutmayın ki depersonalizasyon rahatsızlığını yaşayan herkes benim dediklerime az çok yakın şeyler söyleyecektir.

Başka bir yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.

Kategoriler:

Psikoloji,

Etiketler

, ,