Getting your Trinity Audio player ready...

YouTube üzerinde uzun zamandır tepki içerikli yayınlar yapan Tepkikolik isimli kanal, son videosunda da halk içerisindeki psikolojik efsaneler hakkında psikiyatristler (Prof. Dr. Nevzat Tarhan , Yrd. Doç. Dr. Onur Okan Demirci, Prof. Dr. Gül Eryılmaz, Prof. Dr. Medaim Yanık, Uzm. Dr. Gizem Güneş) yorum yapıyor. Gelin ben de size yazılı olarak bunu aktarayım.

Psikiyatrlar Yorumluyor

“Ceviz ye zihnin açılsın” doğru mudur?

Kısaca, ceviz içerisindeki yararlı yağların beyin sağlığı için iyi gelebileceği fakat tek başına beyni geliştirmek için işe yaramadığı vurgulanıyor. Bir hocamız da bu konuda iki yorum yapıyor: Biri gümüş iyonunun cevizde fazla olması. Bu iyon, beyin için önemli. İkincisi ise şekil olarak beyne benzemesi olarak yorumluyor.

“Erkek halaya, kız dayıya çekermiş” sözü

Kişiliği anlamanın pek çok faktörü olduğunu belirten hocamız kişiliği tek faktörle izah etmenin yanlış olacağını belirtiyor. Bir başka hocamız, DNA’nın mitokondrisinin anneden geçtiğini belirterek bunun algı ve zekayı etkilediğini belirtiyor. Dikkat eksikliğinin biraz babadan geçtiğini söylüyor.

Ancak spesifik olarak böyle bir şey diyemeyiz. Kişilik olarak hiç görmediysek dayı veya halamıza çekmenin o kadar mümkün olmayacağı fakat anlatım yoluyla, senin dayın şöyleydi, sen de böylesin, çeklindeki anlatımlarla bir kalıba sokularak kişi, kişilik olarak bir başkasına yapay olarak benzetilebilir diyor başka bir hocamız da.

“Sudoku çözmek alzaymıra ve unutkanlığa iyi gelir” mi?

Hocalarımızın genel görüşü bir egzersiz olarak yapılabileceği yönünde lakin fazla abartmak ile bu hastalığı tamamen engellemenin mümkün olmayacağı belirtiliyor. Bir hocamız beynin en güzel dostunun yeni deneyimlere açık olup hayal kurmak, yorum yapmaktır olarak açıklamaktadır.

Muhteşem bir koruyuculuk olmamasına rağmen zararı olmadığı için zihni çalıştırmak amacıyla yapılabileceği fakat tamamen ona bağlı olmamak, farklı aktivitelerle zihni çalıştırmak gerektiği ortalama bir görüş.

Psikolojik rahatsızlığı olan insanların çocukluğuna inmek mi gerekir?

Elbette insanı etkileyen bir bölüm olduğunu söyleyen hocamız, illa gerekiyor olmadığını belirtiyor. Diğer hocamız, çocukluk öykümüzün kişiliğimizi belirlediğini belirtiyor. Yani gerekli durumlarda çocukluğa inmenin gerektiği söylenebilir.

Farklı bir hocamız her vakada çocukluğa inmenin farklı kötü sonuçlar doğurabileceğini de belirtiyor. Ayrıca diğer hocamız da belli bir yaşa kadar hiçbir sorun yokken bir anda bir rahatsızlığın bir anda patlak verebileceğinden fakat farklı bir vakada çocukluğa inilebileceğinden bahsediliyor. Yani kısaca her vakada çocukluğa inmek doğru olmayabilirmiş.

Sübliminal mesajlı filmlerle insanların bilinçaltına girildiği doğru mudur?

Sübliminal mesajların bizi etkilediğini söyleyen hocamız, rasyonel karar alırken bizi etkilediğini belirtirken başka bir hocamız, bu durumun kanıtının olmadığını belirtiyor. Gün içinde pek çok uyaran bombardımanına maruz kalan insanın beynini bunu işlediğini, işe yarayan bilgileri içinden seçtiğini, uyurken de beynimizin diğer uyaranları işlediğini belirtiyor. Diğer bir hocamız bu işin kolayca olmayacağını, bunun abartı olduğunu vurguluyor.

Cin musallatı psikolojik rahatsızlık mıdır?

Cinin bilimsel açıdan var olmadığını söyleyen hocamız, bunun bir hastalık olduğunu ve kültürel olarak yorumlanması şeklinde açıklıyor. Diğer hocamız, cinin alternatif bir kişilik olduğunu ve tedavi edilebilir bir şey olduğunu belirtiyor.

“Kafaya takmazsan geçer” gerçek midir?

Doğru ama nasıl uygulanacağı zordur. Psikiyatristler ise bunun nasıl yapması gerektiğini açıklarmış. İnsanın kafaya takan bir canlı olduğunu belirten diğer hocamız, beynin böyle çalıştığını vurguluyor.

Diğer hocamız, beynin sürekli konuyu kafaya taktığını ve üzerine “kafaya takma geçer” gibi bir şey duyunca ve bunu yapamayınca daha kötü hissettiğini söylüyor. Doktorların hastayı anladıktan sonra hastanın “kafaya takma” dışında kendisini anlayan bir kişiyi gördüğü için sevindiğini belirtiyor.

İnsanlar sarhoşken gerçek karakterleri ortaya çıkar mı?

İlk hocamız, bu bilgiye katılmadığını, düşüncelerin ortadan kalkarak kontrolsüz bir biçimde ortaya çıktığını belirtiyor. Diğer hocamız, sarhoşluk durumunda bilinç kontrol mekanizmasının devre dışı kalmasıyla kontrolsüz bir şekilde ortaya çıkabileceğini vurguluyor.

Diğer hocamız, belli şeyleri yapmamamızın nedeninin düşünce olduğunu ve sarhoşluk durumunun bunu engellediğini ve sonunda bu şekilde ortaya çıktığını belirtiyor.

Kategori:

Psikoloji,

Son Güncelleme: 10 Nisan 2024

Etiket: