Bu yazımda EEG nedir, tarihçesi, neden ve nasıl çekildiği ve daha fazlası hakkında sizlere bilgi aktarıyor olacağım.
EEG’nin (elektroensefalografi) tarihçesi
1875’te, Liverpool’da çalışan bir doktor olan Richard Caton, British Medical Journal’da tavşanların ve maymunların maruz kalan serebral hemisferlerinin elektriksel fenomenleri hakkındaki bulgularını sundu. 1890’da Polonyalı fizyolog Adolf Beck, tavşanların ve köpeklerin beyninin ışıkla değiştirilen ritmik salınımları içeren spontane elektriksel aktivitesi üzerine bir araştırma yayınladı. Beck, hayvanların elektriksel beyin aktiviteleri üzerinde deneylere başladı. Beck, duyusal uyarımı test etmek için elektrotları doğrudan beynin yüzeyine yerleştirdi. Dalgalanan beyin aktivitesi gözlemi, beyin dalgalarının sonucuna yol açtı.
1912’de Ukraynalı fizyolog Vladimir Vladimirovich Pravdich-Neminsky ilk hayvan EEG’sini ve memelinin uyarılmış potansiyelini yayınladı. 1914’te Napoleon Cybulski ve Jelenska-Macieszyna, deneysel olarak indüklenen nöbetlerin EEG kayıtlarını fotoğrafladı.
Alman fizyolog ve psikiyatrist Hans Berger (1873–1941) 1924’te ilk insan EEG’sini kaydetti. Richard Caton ve diğerleri tarafından daha önce hayvanlar üzerinde yürütülen çalışmaları genişleten Berger, bir buluş olan elektroensefalogramı da (cihaza adını vererek) icat etti. “Klinik nöroloji tarihindeki en şaşırtıcı, dikkate değer ve önemli gelişmelerden biri” olarak tanımlandı. Buluşları ilk olarak 1934’te İngiliz bilim adamları Edgar Douglas Adrian ve BHC Matthews tarafından doğrulandı ve onlar tarafından geliştirildi. 1936 yılında Massachusetts General Hospital’da ilk EEG laboratuvarı açıldı.
Northwestern Üniversitesi’nde biyofizik profesörü olan Franklin Offner, Crystograph (tüm cihaz tipik olarak Offner Dynograph olarak biliniyordu) adı verilen bir piezoelektrik mürekkep yazıcısını içeren bir EEG prototipi geliştirdi.
1947’de Amerikan EEG Derneği kuruldu ve ilk Uluslararası EEG kongresi yapıldı. 1953’te Aserinsky ve Kleitman REM uykusunu tanımladı.
1950’lerde William Gray Walter, beynin yüzeyi boyunca elektriksel aktivitenin haritalanmasına izin veren EEG topografisi adı verilen EEG’ye ek geliştirdi. Bu, 1980’lerde kısa bir popülerlik dönemi yaşadı ve özellikle psikiyatri için umut verici görünüyordu. Nörologlar tarafından asla kabul edilmedi ve öncelikli olarak bir araştırma aracı olarak kaldı.
Beckman Instruments tarafından üretilen bir elektroensefalograf sistemi, Project Gemini’nin insanlı uzay uçuşlarından en az birinde uçuşta astronotların beyin dalgalarını izlemek için kullanıldı. NASA için uzmanlaşmış ve onun tarafından kullanılan birçok Beckman Enstrümanından biriydi.
1988’de Stevo Bozinovski, Mihail Sestakov ve Liljana Bozinovska tarafından fiziksel bir nesnenin, bir robotun EEG kontrolü hakkında rapor verildi.
Ekim 2018’de bilim adamları, düşünce paylaşımı sürecini denemek için üç kişinin beyinlerini birbirine bağladı. EEG kullanarak deneye üçer kişilik beş grup katıldı. Deneyin başarı oranı %81 idi.
EEG neden kullanılır?
Elektroensefalogram (EEG), beyninizdeki elektriksel aktiviteyi değerlendirmek için kullanılan bir testtir. Beyin hücreleri birbirleriyle elektriksel uyarılar yoluyla iletişim kurar. Bu aktiviteyle ilgili olası sorunları tespit etmeye yardımcı olmak için bir EEG kullanılabilir.
Bir EEG, beyin dalgası modellerini izler ve kaydeder. Elektrot adı verilen küçük yassı metal diskler, saç derinize teller ile bağlanır (aşağıdaki resimde olduğu gibi). Elektrotlar beyninizdeki elektriksel uyarıları analiz eder ve sonuçları kaydeden bir bilgisayara sinyaller gönderir.
Bir EEG kaydındaki elektriksel darbeler, tepeleri ve vadileri olan dalgalı çizgilere benziyor. Bu çizgiler, doktorların anormal kalıplar olup olmadığını hızlı bir şekilde değerlendirmesine olanak tanır. Düzensizlikler, nöbetlerin veya diğer beyin bozukluklarının bir işareti olabilir.
EEG neden çekilir?
EEG’ler, 1929’dan beri belirli beyin bozukluklarıyla ilişkili olan beynin elektriksel aktivitesindeki sorunları tespit etmek için kullanılmaktadır. Bir EEG tarafından verilen ölçümler, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli koşulları saptamak amacıyla kullanılır:
- Nöbet bozuklukları (epilepsi gibi),
- Kafa yaralanması,
- Ensefalit (beyin iltihabı),
- Beyin tümörü,
- Ensefalopati (beyin fonksiyon bozukluğuna neden olan hastalık),
- Uyku bozuklukları,
- Felç,
- Bunama,
EEG’nin riskeleri var mıdır?
EEG genellikle ağrısız ve çok güvenlidir. Bir EEG herhangi bir anormallik üretmezse, herhangi bir anormalliği harekete geçirmeye yardımcı olmak için hastaya flaş ışıkları uygulama veya ondan hızlı nefes alma gibi şeyler istenebilir.
Birisi epilepsi veya başka bir nöbet bozukluğuna sahip olduğunda, test sırasında sunulan uyaranların (yanıp sönen bir ışık gibi) nöbete neden olma riski küçüktür. EEG’yi gerçekleştiren teknisyen, oluşabilecek herhangi bir durumu güvenli bir şekilde yönetmek için eğitilmiştir.
EEG nasıl çekilir?
- Yatar bir sandalyede veya bir yatakta sırt üstü yatacaksınız.
- Bir teknisyen başınızı ölçecek ve elektrotların nereye yerleştirileceğini işaretleyecektir. Bu noktalar, elektrotların yüksek kaliteli bir okuma almasına yardımcı olan özel bir kremle belirlenir.
- Teknisyen 16 ila 25 elektrot üzerine yapışkan bir jel yapıştırıcı sürecek ve bunları kafa derinizdeki noktalara yapıştıracaktır.
- Test başladığında, elektrotlar beyninizden kayıt makinesine elektriksel impuls verileri gönderir. Bu makine, elektriksel darbeleri ekranda görünen görsel desenlere (dalgalara) dönüştürür. Bir bilgisayar bu kalıpları kaydeder.
- Teknisyen, test devam ederken bazı şeyleri yapmanızı isteyebilir. Sizden hareketsiz yatmanızı, gözlerinizi kapatmanızı, derin nefes almanızı veya uyaranlara (yanıp sönen bir ışık veya resim gibi) bakmanızı isteyebilirler.
Kendi deneyimlerim
EEG konusunda kendi deneyimlerimi paylaşacak olursam şunları söyleyebilirim:
Ben şimdiye dek 3 defa çekildim. İlk iki EEG, uyku aktivasyonlu olarak istendi. Yani çekim sırasında teknisyen istediği zaman uyumam ve uyku sırasında da beyin sinyallerimin izlenmesi istendi doktorum tarafından. Ancak ben ilk ikisinde de uyuyamadım. Doktorum sonuçlara baktığında uyku dışı çekimlerin de bozuk çıktığını fark etti ve ilk çekim sonrasında bana epilepsi teşhisi koydu. Üçüncü çekimde uyku istenmedi.
Çekimlerde teknisyen saç derime ve alnıma yapışkan jeller enjekte ederek kabloları takıyor ve sonra ışıkları kapatıyor. Karanlık bir ortamda gözlerim kapalı iken belli şeyler yapmamı istiyor. Örneğin dişlerimi sıkmamamı, o istediği zaman burundan derin nefes alıp ağızdan vermemi, yanıp sönen ışık varken gözlerimi açmamamı, istedi.
Şunu söylemeliyim ki ilk EEG’den çıktıktan sonra uyumaya çalıştığım ve ışığın kapalı olduğu bir ortamda bulunduğum, bunun yanında da henüz epilepsi teşhisi konulmadığı için çok ciddi bir sersemleme yaşamıştım fakat sonraki işlemlerde böyle bir durum yaşanmadı.
Saça sürülen noktasal jellerin çıkması için eve gelince güzel bir duş almanın da gerektiğini söyleyebilirim. Gerçekten belki de en sinir bozucu yanı da bu.
Kaynakça
https://en.wikipedia.org/wiki/Electroencephalography
https://www.healthline.com/health/epilepsy
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Bir yorum bırakın.