Ülkemizde her dizi sezonunda onlarca yeni diziyle karşılaşıyoruz. Özellikle de son birkaç yıldır her sezon çıkan yaz dizileri, bizleri hasta edecek derecede aynı senaryo ile karşımıza çıkıyor. Peki gelin Türkiye’de neden kaliteli diziler, yapımlar karşımıza çıkmıyor, en çok izleneni, belki de “kaliteli” dediğimiz yapımlar bile iyi değil buna bir bakalım.
Türkiye’de neden iyi dizi yapılmıyor veya yapılamıyor?
Aslında bunun cevabı oldukça basit. Bu yazının içinde de belirteceğimiz bazı iyi diziler yapılıyor. Ancak bunlar uzun soluklu bir şekilde dayanamıyorlar. Bu aslında izleyicide biten bir iş. İzleyici kötü yapım izlemeye o kadar alışmış ki; çıkan birkaç iyi diziyi izlemiyor. Bu zamana kadar çıkmış ve çok izlenen dizilerin hepsine baktığımızda genelde ya şiddet var, ya öpüşme sahneleri var, ya bir patron ve ona aşık olan bir kadın var ya da aşiret vs. var. İşte bu noktada, diziden veya filmden hiç anlamayan ve para kazanmak isteyen yapımcılar da bu tarz dizilerin tuttuğunu görünce yapıştırıyorlar aynı içeriği.
Burada sıkıntılı olan taraf ise şu: Hepimiz piyasadaki çoğu diziden memnun değiliz. Ancak baktığımız zaman, yapımcılar ve kanallar aynı tarz, izleyip zamanı boşa harcamalık dizileri çıkardığı zaman izleyicide bir karşılığı olduğunu görmekte. Her yapım için bu geçerli olmasa da bir sezon içinde illa ki vakit israfı diziler seyirci tarafından tercih ediliyor ve yapımcılar da bunu görüp “Nasıl olsa izleniyor” deyip aynı türden diziler çıkartıyorlar. Bu da dizi sektörünün tamamen çökmesine neden olabiliyor.
Çıkan bazı iyi diziler de izleyici tarafından tercih edilmediği için bitebiliyor. Buna en güzel örnek Halka dizisidir. İzleyicinin aklı ile dalga geçmeyen, içinde bir gizem olan, oyuncu kadrosu ile müthiş, senaryosunun önceden tahmin edilmesi zor, her yeni bölümde yeni bir şey ile karşılaştığımız Halka dizisi o kadar düşük reyting aldı ki; bu kadar deneyimli ve iyi oyuncuya, dizi çekimine ve TRT’nin kazancına derken, dizinin gideri gelirinden daha fazla oldu. Bu nedenle erkenden final yapması gerekti. Çünkü izleyiciler bu gibi dizleri maalesef tercih etmiyorlar.
Peki neden Türkiye’de iyi dizi çıkmıyor?
Aslında Türk dizi tarihinde gerçekten “iyi” diyebileceğimiz diziler var. Bunlara örnek olarak internette bulunan en çok “iyi dizi” denilen yapımları sizler için şöyle bir sıralayalım.
- Behzat Ç.
- Yedi Numara
- Şahsiyet
- Leyla ile Mecnun
- Ezel
- Kardeş Payı
- Süper Baba
Bu yapımlar nerede “Türkiye’de iyi diziler” araştırması yapsam karşıma kesinlikle çıkıyor. İşte bu noktada, Türkiye’de gerçekten iyi yapımlar çıkmış. Yukarıdaki listeye çok fazla takılmaya da gerek yok. Burada anlatmaya çalıştığımız şey; gerçekten iyi yapımlar çıkıyor. Ancak işleri gerçekten iyi yapan kişiler piyasayı “hiçbir şeyi kendi başına yapamayan, zengin bir patrona ihtiyaç duyan kadın karakterlere” yer veren yapımcılara, yönetmenlere bırakıyor. Özellikle de 2020 yılı itibariyle baktığımızda “iyi” diyebileceğimiz çok da dizi bulunmuyor.
Bunun en temel nedenlerinden biri de çok sık kullandığım bir sözdür: Bir yerde ne kadar insan varsa, orada o kadar kötü iş olur. Dizi ve film sektörüne sırf para ve şöhret kazanım amacıyla giren oyuncu, yapımcı ve yönetmenler, sadece dizi sektörünü bitirmekle kalmadı, aynı zamanda televizyonu da YouTube, Netflix gibi mecraların karşısında erkenden bitirdiler. İzleyiciler artık televizyon dizilerini bile YouTube’dan izler hâle geldiler. Çoğu izleyicinin bir Netflix aboneliği bulunuyor. İşte bu noktada, bu işi gerçekten iyi yapan kişilerin bu piyasaya tekrardan gelmeleri gerekiyor.
Peki ya yaz dizileri
Yaz dizileri hepimizin malumu olduğu üzere tam bir skandal. Her yaz sezonunda aynı hikaye tekrar tekrar döndürülüyor. Diziler birbirlerine benzemenin dışında aynı dizi kendi içinde tekrara düşüyor. 2020 yılının yaz dizileri;
- Sen Çal Kapımı
- Bay Yanlış
- Çatı Katı Aşk
- Gençliğim Eyvah
- Yeni Hayat
Bu dizilerin içeriği hakkında kısa bilgiler almak için bu yazıyı okuyabilirsiniz. Bu yaz yapımları gerçekten çok fazla izlenmekte. Özellikle de Sen Çal Kapımı ve Bay Yanlış çok fazla izleniyor. Bu yapımlar aynı zamanda YouTube trendleri listesinde de hep en başları oynuyor.
Bu dizilerin izleyicileri gerçekten fazla ve bu yapımlar televizyon dışında çok fazla reklam geliri elde ediyorlar. YouTube kanallarının tahminî gelirlerini gösteren SocialBlade internet sitesine göre sadece Bay Yanlış YouTube kanalı aylık 20.400-326.400$ arasında bir reklam geliri elde ediyor. Bunların televizyonlardan elde edeceği gelirleri düşünün. Ayrıca bu tarz yapımlar oyuncu kadrosu az olduğu için, çok fazla mekana ihtiyaç duymadıkları için, karmaşık ve iyi senaryoları olmadığı için çok fazla harcama da yapmıyorlar. Yani bu tür dizilerin tutması onların iyi olduğunu değil, para kazanabilmek için her türlü şeyi yapabileceklerini göstermektedir.
Türk dizileri ne zaman daha iyi olacak?
Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor: İzleyicilerin büyük bir çoğunluğu televizyon dizilerini bile artık internetten izlemekte. Yani televizyonun devrinin bitmesine az bir zaman kaldı. İlerleyen dönemlerde de dizileri Netflix, YouTube ve benzeri sitelerden izleyeceğimiz muhtemel.
Bazı tarihi dizilerin iyi olmasını beklerken Payitaht Abdülhamid, Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman gibi diziler de maalesef tekrara düşüyor. Her sezon yeni bir düşman, onunla her bölüm ayrı bir mücadele. Örneğin Diriliş Ertuğrul dizisinde her sezon yeni bir tekfur, o tekfur ile ormandaki kılıç sahneleri, her savaş sahnesinde aynı kılıç hareketleri, savaşlarda Türk tarafının neredeyse hiç kayıp vermemesi insanları gerçeklikten uzaklaştırmakta. Fetih 1453 gibi tarihimizi daha görkemli ve azıcık da olsa tarafsız bir şekilde hem yerli hem de yabancı seyircilere anlatan diziler yapılabilir.
Bu tarihi diziler dışında askerî dizilerimizde de, örneğin Savaşçı, Söz, Sakarya Fırat, hep aynı bölümler var. Bir düşman onunla çatışırken yüzlerce insanı öldüren bir tim, ne hikmetse asıl düşmana hiçbir zaman ulaşamama, sanki Türk ordusunda uçak, obüs, roketatar gibi imkanlar yokmuş gibi her yere birkaç kişilik timin gitmesi, o timden kimsenin onlarca bölüm boyunca vurulmaması, vurulsa da hastanede kurtulması insanları yine gerçeklikten uzaklaştırmakta.
Türk dizilerinin daha iyi olmasını istemekteysek bu gibi yaz dizilerine çok da rağbet göstermemeli. Çünkü izleyici neyi izliyorsa, yapımcı ve yönetmen de onu yapmakta. Bu noktada Türk dizilerinin kalitesini yine izleyici belirleyebilir. Umarız biz de senaryosu güçlü, anlatmak istediğini en iyi şekilde anlatan, “Sen Çal Zamanımı” demediğimiz, yurt dışından da izlenen, aksiyonu, gerilimi, komediyi, en iyi şekilde, en kaliteli araçlarla bizlere yaşatan diziler görebiliriz.
“Dizi” denilince akla ilk gelen YouTube kanallarından olan Murat Soner’in tüm YouTube videolarına aşağıdan ulaşabilirsiniz. Ayrıca kendisini de takip etmenizi öneririm. İyi dizilerde görüşmek umuduyla.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Bir yorum bırakın.