Bilim kurgu ve aksiyon karışık filmleri severim. Bugün, bu tür filmler ararken karşıma yazıda bahsetmek istediğim bu film çıktı: Bloodshot!

Bloodshot: Durdurulamaz Güç

Bu filmi sevdiğim kategorilerin karışımlarını ararken buldum. Yani bilim kurgu ve aksiyon (bazen savaş filmleri de ararım tabii). Bu türden biri olan Bloodshot karşıma çıkınca ve konusunu da öğrenince izleyeyim istedim. Evet, çıkmasının üstünden epey vakit geçmişti ancak şimdi de izleyebilirim, dedim. Aldım atıştırmalıklarımı ve izledim.

Filmin kısa bir özetini anlatmak gerekirse;

Ray Garrison (Vin Diesel), başarılı bir askeri operasyondan sonra düşmanları tarafından yakalanıp öldürülen bir askerdir. Ancak bir teknoloji şirketi olan RST, Ray’i nanoteknoloji kullanarak hayata geri döndürür. Artık süper insan yeteneklerine sahip olan Ray, anılarına dayanarak karısının intikamını almak için harekete geçer. Ancak zamanla, Ray’in hafızasının manipüle edildiği ve ona yerleştirilen anıların gerçek olmadığı ortaya çıkar.

RST, Ray’i hedeflerine ulaşmak için bir silah olarak kullanmaktadır. Ray, kim olduğunu ve gerçekte neler yaşandığını keşfetmeye çalışırken, hem kendi özgürlüğü için hem de düşmanlarına karşı amansız bir mücadele verir.

Film, süper insan yetenekleri, bellek manipülasyonu ve teknolojinin gücü üzerine inşa edilen bir aksiyon dolu bilim kurgu hikayesidir.

Filmin ana teması

BLOODSHOT

Filmin ana teması; teknoloji, hafıza manipülasyonu ve kimlik arayışı etrafında şekilleniyor. Film, insanın teknoloji tarafından nasıl kontrol edilebileceğini ve bu teknolojinin insan belleği ve duyguları üzerindeki etkisini ele alıyor. Ayrıca, intikam ve kimlik temaları da ön planda. Ray Garrison, kendi geçmişini pve kimliğini sorgularken, manipüle edilmiş hafızasıyla sahte bir intikam duygusuyla hareket ediyor.

Filmin ana mesajı, teknoloji ne kadar ileri giderse gitsin, insanın özünde yer alan duyguların, kimlik ve özgürlüğe olan ihtiyacının her zaman var olacağıdır. İnsan belleği manipüle edilse bile, içsel arayış ve kendini bulma çabası asla sona ermez.

Kısacası, teknolojinin insan üzerindeki etkisi, hafızanın manipüle edilebilmesi ve bireyin kendi kimliğini bulma çabası filmin ana temalarını oluşturuyor.

Film hakkındaki görüşlerim

Film, gerçekten bazı kopukluklara sahip. Aslında zaten amacım filmden yola çıkarak başka şeylere değinmek. Ama film izlenir mi, derseniz ben de “Evet” diye yanıt verebilirim. Daha güçlü bir senaryo olabilirdi sadece. Çünkü karakterler çok zayıf kalmış.

Filmde en çok, sahte anılar ve sahte kişiler özelliği dikkatimi çekti. Bunu filmi izlerseniz anlarsınız zaten.

Ama ben aşağıda açılabilir şekilde bilgi vereyim, izleyecekler ve spoiler yemek istemeyenler açmasın.

Filmde dikkat çekenler

En başta, başrole üretilen sahte anılar sayesinde, onu her tekrar dirilttiklerinde, sahte anılar üretip, tetikçi haline getirmeleri gerçekten enteresan bir akış. Eşini öldürdüklerini gösterdikleri sahte anıdaki kişinin yüzünü her seferinde değiştirip, başrole verilen özellikleri kullanıp istediği kişiyi öldürtüyorlar. Ardından onu yakalayıp hafızasında istediklerini bırakıp, istediklerini değiştirebiliyorlar.

Filmden yola çıkarak

Gerçekten insanların hafızası manipüle edilebilir ve onun intikam veya başka duyguları kullanılarak, istenilen yaptırılabilir mi? İşte bu gerçekten araştırma konusu olabilecek bir şey. Ama unutmayın, bu zaten yapılıyor.

Kategoriler:

Rastgele,

Etiketler

, , ,